SAHİH-İ BUHARİ

Bablar - Konular - Numaralar

KİTABU’L-İSTİ’ZAN

<< 2022 >>

باب: إذا قال: من ذا؟ فقال: أنا.

17. KİM O, DİYENE BENİM DİYE CEVAP VERİRSE

 

حدثنا أبو الوليد هشام بن عبد الملك: حدثنا شُعبة، عن محمد بن المنكدر قال: سمعت جابراً رضي الله عنه يقول:

 أتيت النبي صلى الله عليه وسلم في دين كان على أبي، فدققت الباب، فقال: (من ذا). فقلت: أنا، فقال: (أنا أنا). كأنه كرهها.

 

[-6250-] Cabir r.a.'dan di ki: "Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in huzuruna babamın üzerindeki bir borç dolayısıyla gitmiştim. Kapıyı çaldım, o kim diye sordu. Ben: Benim deyince, Allah Rasulü verdiğim cevaptan hoşlanmamış gibi: Benim, benim, dedi."

 

Diğer tahric edenler: Tirmizi Edeb; Müslim, Edeb

 

 

Fethu'l-Bari Açıklaması:

 

"Kim o, diyene benim diye cevap verirse" Bu husustaki haber böyle demenin mekruh olduğu hususunda açık bir ifade taşımadığından ötürü kesin bir hüküm vermemiş gibidir.

 

Musannıfel-Edebu'l-Müfred'de, Hakim'in de sahih olduğunu belirttiği Bureyde'nin rivayet ettiği şu hadisi kaydetmiştir: "Nebi s.a.v. mescide geldi. O sırada Ebu Musa Kur'an okuyordu. Bureyde dedi ki: Ben de geldim. Kim o, dedi. Ben: Ben Bureyde'yim dedim."

 

Daha önce de Ümmü Hani'nin rivayet ettiği: "Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in yanına vardım. Ben Üm mü Hani'yim dedim ... " şeklindeki hadis de Kuşluk namazı bahsinde geçmiş bulunmaktadır. Nevevı der ki: Eğer kişi kendisinin künyesini söylemeksizin tanınmayacaksa kendisini bu şekilde tanıtması mekruh değildir. Aynı şekilde: Ben şeyh filan yahut kari filan yahut kadı filanım demesi de -ancak bu yolla başkalarından ayırt edilebiliyorsa- mekruh değildir.

 

İbnu'l-Cevzi'nin zikrettiğine göre "benim" demesinin mekruh oluş sebebi, bunda bir tür tekebbür bulunmasından dolayıdır. Çünkü böyle diyen bir kimse:

 

Ben adını da, nesebini de ayrıca belirtmeye ihtiyacı olmayan kimseyim, demiş gibi olur. Ancak Muğultaı ona itiraz ederek, böyle bir konumda Cabir hakkında bu düşünülemez, demiştir.

 

Buna şöyle cevap verilmiştir: Evet, Cabir dediğiniz gibi olsa bile bu, bnu sürdürmemesi ve alışkanlık haline getirmemesi için ona gerekeni öğretmeye engel değildir. Doğrusunu en iyi bilen Allah'tır.

 

İbnu'l-Arabi dedi ki: Cabir'in hadisinden, kapıyı çalmanın meşru olduğu anlaşılmaktadır.

 

Buhari el-Edebu'l-Müfred'de, Enes'den: "Rasulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in kapıları tırnaklarla çalınırdı" hadisini rivayet etmiş bulunmaktadır. Bu ise onların ileri derecede edepli davrandıklarına yorumlanır. Kapıya yakın bir yerde bulunan kimse için de bu güzel bir şeydir. Ama tırnakla kapının çalınmasının sesini alamayacak kadar kapıdan uzakta bulunan bir kimsenin kapısının duruma göre daha fazlasıyla çalınması müstehaptır.